Uzay seyahatlerinde devrim: Mars yolculuğu iki aya düşebilir

NASA, insanları Mars'a göndermenin önündeki en büyük engellerden biri olan seyahat süresini çözebilecek yeni bir roket sistemine 725 bin dolar yatırım yaptı. Bu yeni sistem, Mars yolculuklarını iki aya kadar düşürebilir.

mars yolculugu habermeydan

Mars yolculuğu iki aya düşebilir.

NASA, mevcut teknolojiyle Kızıl Gezegen’e gidiş dönüşün neredeyse iki yıl sürdüğünü belirtti.

Astronotlar için uzayda bu kadar uzun süre geçirmek büyük sağlık riskleri taşıyor. Yüksek düzeyde güneş ve kozmik radyasyon, sıfır yer çekimi etkileri ve uzun süreli izolasyon gibi faktörler astronotların sağlığını tehdit ediyor. Uzay radyasyonu, uzay çalışmalarının en büyük tehditlerinden biri olarak kabul ediliyor.

NASA’ya göre, uzayda sadece altı ay geçiren astronotlar, yaklaşık bin göğüs röntgenine maruz kalan bir insanın radyasyon miktarına maruz kalıyor. Bu durum astronotları kanser, sinir sistemi hasarı, kemik kaybı ve kalp hastalığı riski altına sokuyor.

Howe Industries Başkanı Troy Howe, radyasyon maruziyetini ve diğer sağlık risklerini azaltmanın en iyi yolunun seyahat süresini kısaltmak olduğunu belirtti ve bu nedenle NASA ile iş birliği yaparak Mars’a gidiş-dönüş yolculuğunu iki aya indirebilecek yeni bir roket sistemi olan Pulsed Plasma Rocket’i (PPR) geliştirdiklerini açıkladı.

PPR, aşırı ısıtılmış plazma darbelerini kullanarak çok verimli bir şekilde itme gücü üreten bir tahrik sistemi. NASA’nın Yenilikçi Gelişmiş Konseptler (NIAC) Programı tarafından finanse edilen geliştirme ikinci aşamasında olan PPR, motor tasarımının optimize edilmesi, kavram kanıtı deneylerinin gerçekleştirilmesi ve Mars’a insanlı görevler için PPR ile çalışan korumalı bir uzay aracının tasarlanması üzerine odaklanıyor.

PPR’nin en büyük avantajı, yüksek itme gücü ve özgül itme gücüne sahip olmasıdır. Bu özellikleri sayesinde PPR, bir uzay aracını çok hızlı bir şekilde hareket ettirebilecek kapasitede.

İkinci aşama tamamlandıktan sonra bile, PPR’nin uzay uçuşlarına hazır hale gelmesi için birkaç on yıl daha gerekebilir. Ancak bu teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, insan uzay keşfi alanındaki potansiyelinin büyük ölçüde artabileceği ve hatta gelecekte Plüton gibi uzak hedeflere yapılacak görevlerde bile rol oynayabileceği umuluyor.

Exit mobile version