Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) düzenlediği Nüfus ve Konut Sayımı’nın 2021’de çıkan sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. Günümüzde devletin kayıtlarının incelenmesiyle yapılan sayımlarda, geçtiğimiz yılın da artışla kapandığı görüldü. 2021 yılı itibarıyla Türkiye’de vatandaşlık bağıyla yaşayan insanların sayısının 84,6 milyon olduğu ortaya çıktı. 1927’deki ilk sayımın 6.5 katına ulaşan ülkemizin nüfusu; yaş grubu ve cinsiyet dağılımı açısından da önemli bir dönüşüm yaşadı.
İlk sayımın yapıldığı dönemlerde, savaşların da etkisiyle kadın nüfusunun çok daha fazla olduğu bilgisine ulaşılmaktaydı. Aradan geçen 94 yıl içerisinde kadın ve erkek nüfusunun neredeyse aynı rakamlara ulaştığı görüldü. 1927’de kadın nüfusu 7 milyon civarında iken, erkek nüfusunun 6.5 milyon rakamına geldiği ortaya çıkmıştı. Ancak geçtiğimiz yılın rakamlarında, erkek nüfusunun yaklaşık 150 bin kişilik farkla önde olduğu tespit edildi. Erkek nüfusu 42 milyon 400 bin, kadın nüfusu ise 42 milyon 250 bin seviyelerine ulaştı.
Ülkemizde yapılan sayımlardaki nüfus artış oranlarında düşüş ivmesi görülmekte. 1935’teki sayımlarda binde 21’lik bir artış rakamı olduğu gözlemlenmekte. 2021’deki sayımda ise bu oranın binde 12 seviyesine gerilediği görülüyor. Nüfusun yaş yapısını belirleyen ortanca yaş rakamı ise; 1930’lu yılların çok daha üzerinde. 1935’te 21,2 civarında olan ortanca yaş rakamı, 2021’de ise 33,1 seviyesine yükseldi. Erkeklerde bu rakamın 32,4; kadınlarda ise 33,8 civarında olduğu belirlendi.
Çalışma Çağındaki Nüfus Yüzde 68!
Önceki nüfus sayımlarındaki yaş oranlarının gitgide üzerine çıkan ortanca yaş seviyesi; ülkemizin genç nüfus oranının daha az bir konuma geldiğini gösteriyor. Yaşama sürelerinin artış gösterdiği günümüzde, genç nüfus sayısının artışı dahi oranların yükselmesini sağlamamakta. Bu durum, ülkemiz içerisindeki çalışma gücünün artışını da beraberinde getiriyor. 15-64 yaş grubunu çalışma çağında tanımlayan istatistikler; 1935’te bu rakamın yüzde 52,4 seviyesinde olduğunu gösteriyor. 2021 yılına gelindiğinde ise bu rakam yüzde 68 seviyesine ulaşmış durumda.
Okuma yazma oranlarının da 1935 yılına oranla çok daha yüksek seviyelere geldiği görüldü. 1935 sayımlarında tespit edilen rakamlarda, ülkenin yüzde 80’inin okuma yazma bilmediği tespit edilmişti. 2021 yılında ise bu rakamın yüzde 2.5’a kadar düştüğü gözlemlendi. Bu durumun ülkedeki eğitim seviyesiyle doğrudan alakalı olduğu da, yine istatistikler ışığında ortaya çıkan bilgiler arasında. İlköğretim mezunlarının oranı yüzde 25 civarında seyrederken, lise mezunlarının oranı ise yüzde 22,4 civarında tespit edildi. Yükseköğrenim mezunu vatandaşların oranı ise yüzde 17,4 rakamına ulaştı.
Ülkemizde vatandaşlığı bulunan insanların yüzde 94,9’unun doğum yerinin Türkiye olduğu görüldü. Yüzde 3.7’sinin doğum yerinin yurt dışında olduğu bilgisine ulaşılırken; yüzde 1.4’ün doğum yeri bilgisine ulaşılamadı. Doğum yeri yurt dışı olan insanlarda en büyük yüzdeyi ise Bulgaristan kaplıyor. Yurt dışı doğumlu 3.1 milyon nüfusun yüzde 11,4’ünü, Bulgaristan’da doğan ve sonrasında Türkiye’ye yerleşen vatandaşlar oluşturuyor.