Türkiye’ye resmi ziyaret için gelen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Ünal Üstel ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ortak basın toplantısı düzenledi. Baş başa ve heyetler arası toplantının ardından KKTC’ye yönelik elektrik iletimi, TOKİ konutu ve sağlık alanında önemli kararlar alındı.
Fuat Oktay, KKTC halkına müjdeleri olduğunu belirterek; “Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın özellikle hassasiyet gösterdiği bir müjdemizi paylaşmak isterim. Türkiye’deki sağlık sisteminden, Türkiye’de yaşayan vatandaşlarımız gibi yararlanma hakkı getiriyoruz. Bu çerçevede iki ülke sigorta sistemleri entegre edilecektir. İkinci bir müjdemiz; Derinya bölgesindeki sosyal konut alanını devreye alıyoruz ve bu bölgede TOKİ iş birliğiyle sosyal konut projelerini yakın zamanda başlatıyoruz. Üçüncü müjdemiz; asrın projesi ile denizin altından Torosların suyunu Kıbrıs Türkü kardeşlerimize ulaştırdığımız gibi şimdi de kablo ile elektrik temini projesini başlatıyoruz. Ülkemizdeki sağlık hizmetlerinin kapısını Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına açtığımız, Derinya sosyal konut iş birliğimiz ve Kıbrıs Türkü’nün elektrik enerjisi ihtiyacını karşılayacak bu müjdelerimizin hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
Ayrıca KKTC’nin ihtiyaç duyduğu her alanda Kıbrıs Türkünü desteklemeyi sürdüreceklerini vurgulayan Oktay, “Başbakan ve heyetiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na anayasal adıyla üye olmasından duyduğumuz memnuniyeti de bir kez daha ifade ettik. KKTC Cumhuriyet Meclisinde Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkeler için dostluk grupları kurulması da çok anlamlıdır. KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üyeliğinin ardından KKTC’nin tanınması için de seferber olmaya devam edeceğiz. Kıbrıs konusunda uluslararası toplum çözümsüzlükte ısrar etse de garantör ülke olarak hakkaniyetli bir çözüm için mücadele edeceğiz. Rum propagandasına kanan uluslararası toplum halen tarihi geçmiş, eski BM parametrelerine işaret etmeyi sürdürüyor. Kıbrıs Türk tarafı ne istediğini çok açık ve net şekilde ortaya koymuştur. Çözüm, Kıbrıs Türk Halkı’nın egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesiyle mümkündür. Türkiye olarak biz de KKTC’nin bu vizyonuna tam destek veriyoruz. Kıbrıs Türklerinin 1960 yılında teyit edilen, ancak 3 yıl sonra gasp edilen müktesep hakları tescil edilmedikçe, Türk tarafı tekrar bir müzakere masasına oturmayacaktır. Bunun için uğraşanlar kendilerini boşuna yormasınlar. Doğu Akdeniz’de hem ülkemizin hem de Kıbrıs Türk halkının hakları ve meşru çıkarları vardır. Ne Rum kesimi ne de farklı taraflar bu alanlarla ilgili rüya görmesin! Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon faaliyetlerinin uluslararası hukuk temelinde sürdürülmesi için hakkın ve haklının yanında dimdik durmaya devam edeceğiz.” dedi.