İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dün akşam katıldığı canlı yayın programında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Açıklamlarından bazıları şu şekilde;
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI EKREM İMAMOĞLU DAVASI İLE İLGİLİ
Şunu söylemem gerekir, İmamoğlu seçildi Avrupa’da toplantıya gitti orada Türkiye’yi şikayet etti. Avrupa’ya gittiği zaman Türkiye’yi şikayet etmemeli. Kimse gelip bize kendi muhalefetini şikayet etmiyor. Burada, İBB Başkanı Avrupa’ya gidiyor ve Avrupa’da bunu dile getiriyor. Bizi, eleştiriden daha önce suçlayıcı bir dil kullanıyor. Konuşmamım birinde ‘Türkiye’yi Avrupa’ya şikayet eden ahmak’ dedim. Bunu söyledikten bir zaman dilimi sonra bana cevap veriyor. Cevabında dönüyor diyor ki kafasında anladığım kadarıyla benim söylediğim ahmak sözü var, başka konuya geçiyor. Esas diyor bu seçimi iptal edenler ahmaktır. Seçimi iptal edenler YSK’dır. YSK nihai kararı verir ve bu kararı vermiş. Ve bu kararı verene siz ‘ahmak’ diyorsunuz. YSK’yı eleştirirsiniz ama hakaret edemezsiniz, bu direkt hukukun konusudur. Dava açıldı, buraya kadar hiçbir problem yok. Bunlar baktılar ki davayla ilgili bir problem çıkabilir. Ondan sonra döndüler biz bu sözü Süleyman Soylu’ya söyledik dediler. Bu tamamen bir hukuk cambazlığıdır. Madem ben hakaret ettim, benimle ilgili dava açarsın. 13 Mayıs 2022’de bana hakaret davası açıyor. Neden? Yargılamanın gidişatını gördüğü andan itibaren biz bunu aslında Süleyman Soylu’ya söylemiştik diye. Ben o davanın tarafı değilim. Pozitif hukuk açısından karar doğru. Onlar başlarına gelen her şeyi benden biliyorlar. Burada şunu söylemek gerekir, böyle bir mahkeme görülüyor. Hukukun da kanunun da kendine ait cezası var. Bu ceza bir kamu görevlisini 2 yıldan fazla ceza alması münasebetiyle buna ait siyaseten yasaklanma getirileceği belli. Mahkeme bir karar vermiş, mahkemenin kararlarına bizim de itirazımız oluyor. Karar siyaseten yanlış demek hukuk devletinde olmaz. Karar hukuki açıdan doğru.
Şimdi resmen bu mahkemenin başından beri hukuk ihlal edilmektedir. Bir çok mahkeme kararı eleştirilebilir, biz de eleştiriyoruz ancak hakaret edemezsiniz. Siyaseten bu doğru mu? Yanlıştır. ‘Ben işime gelince böyle yaparım, işime gelmeyince yapmam’ demek hukuka hakarettir. Siz mahkemenin hakimlerini savcılarını aşağılayamazsınız. Mahkemenin etrafına bu zamana kadar kim baskı kurdu, kurabildi. Savcı talep etmiş, hakim yargılama yapmış tartışılan bu olabilir mi, olamaz mı? Siyasi sonuçlarla ilgilenen yargı bu ülkede nereye gidebilir? HDP kapatılsın mı tartışmasında da, dağa giden ve teslim olan teröristlerin yüzde 34’u HDP binasından dağa kaçtığını söylüyor. İşlerine gelince hukuk devleti işlerine gelmedi mi hukuk devleti değil. İspanya’da siyasi parti kapatıldı aynı tartışmalar orada yaşanmadı.
Ben bu davanın izleyicisiyim. Türkiye’de bilirkişi meselesi sıkıntılı bir durumdur. Benim alanım değil ama Türkiye’de bilirkişi meselesinin ele alınması gerekmektedir. Kimse savcıyla konuştuk diyerek bilgi alma kabiliyetine sahip değil.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNE KAYYUM ATANACAK MI?
Anayasamızda içişleri bakanına yetki veriyor. Kanunun bunu ikiye ayırmış. Görevden kaynaklanan sebepler şu olabilir, örneğin Yalova Belediye Başkanı. Burada içişleri bakanı, bunu telafi edilemeyecek bir durum görüyorsa bütün bunların tamamı kamu hakkıdır. Orada, içişleri bakanına terörle ilgili yetki sağlanmıştır. Terörle ilgili yetki kayyum yetkisidir. Bunlar eğer terörle ilgili soruşturma ve kovuşturmaya tabii olmuşlarsa içişleri bakanına anayasadan bağlı yetki sağlanmıştır. Burada terörle ilgili herhangi bir şey söz konusu değil. Burada kayyum atanmaz. Görevden alma da bunu da yine pozitif hukuk açısından söyleyeceğim. Kanunlar da açık, benim görevden alma yetkim yok. Açığa alma yetkim var. Kanunun bana verdiği ve anayasanın bana verdiği yetki ortaya koyuyor. Burada bir hakaret suçu var. İstinaf ve yargı onaylarsa yargı onayladıktan sonra aslında onun bir süreci daha var. Yargı onaylar kesinleştirir. Danıştay’ın kararı olmadan düşmez. Yargıtay onadığı andan itibaren açığa alırız biz. Belediye başkanlığı düşmez, çünkü seçilmiş. Kesin seçim Danıştay’ın kararından sonra. İstinaf ve yargı onadığı anda görevden alırım. Benim yaptığım her işlem hukuka açıktır.
KATAR’DA GÖREV YAPAN TÜRK POLİSLERİ
Polisimiz yaklaşık 3 aydır Katar’dalar. Bizim Türkiye’deki maçlarda da görev alan arkadaşlarımızdan Katar’a gönderdik. Burada çok başarılı bir görev yaptılar. Zor maçlardan alınlarının akıyla çıktılar. Birçok ülkenin polisiyle bu görevi yapmak kolay değildi. Çok mutluyuz hem turnuvanın güvenliği Türkiye’ye geldi hem de başarılı olduk. Arkadaşlarımız şu an peyder pey dönüyorlar. İyi bir koordinasyon sağladık mutluyuz.