Erdoğan: Esed rejiminin çökmesi olumlu bir dönemin başlangıcı olacaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mısır’ın başkenti Kahire’de 11’incisi düzenlenen Gelişen 8 Ülke (D-8) Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen “Filistin ve Lübnan’daki Duruma İlişkin Özel Oturum”a katıldı.
Buradaki konuşmasında, Filistin halkının yıllardır maruz kaldığı baskı ve tacizlerin 440 gün önce İsrail’in Gazze’ye başlattığı saldırılarla katlanılmaz boyutlara ulaştığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Bu saldırılarda çoğu kadın ve çocuk 50 bin kardeşimiz şehit olurken, 100 binin üzerinde Filistinli de yaralandı. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa’ya ev sahipliği yapan Kudüs-i Şerif, Yahudileştirme politikalarıyla ezilmektedir. Lübnan ise İsrail saldırılarının hem fiziki tahribatı hem de siyasi ve sosyal etkileri nedeniyle ilave zorluklarla karşı karşıyadır. 7 Ekim’den bu yana İslam ülkeleri olarak muhtelif platformlarda yaptığımız girişimlerle Gazze’deki soykırımı durdurmaya, Filistin sorununa kalıcı bir çözüm bulmaya hep birlikte gayret ettik. Bu süreçte Mısırlı kardeşlerimizin gösterdiği çabaları takdirle takip ettik. Fakat İsrail yönetimi Amerika’nın aleni, birçok Batılı ülkelerin de dolaylı desteğinden cesaret alarak saldırılarını genişleterek sürdürüyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kısa vadede Gazze’de kalıcı ateşkese ulaşmanın her zamankinden daha fazla önem kazandığını dile getirerek şunları kaydetti:
“Bu konuda hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız. Uzun soluklu hedefimiz ise iki devletli çözümü hayata geçirmek için bir müzakere sürecinin başlatılması olmalıdır. Ateşkesin sağlanması konusunda Katar ve Mısır’ın sürdürdüğü müzakerelere güçlü destek vererek bir an evvel neticeye ulaşmalıyız. Lübnan’da ateşkesin tesisi ve Suriye’de Esed rejiminin çökmesi, ümit ediyorum daha olumlu bir dönemin başlangıcı olacaktır. Lübnan’ın içinde bulunduğu sıkıntılı dönemde hep birlikte kardeşlerimizin yanında olmamız lazım. Ülkemizin Lübnan’a gönderdiği insani yardım sevkiyatlarının toplamı 1500 tona ulaşmak üzeredir. Filistin’de olduğu gibi Lübnan’da da siyasi dağınıklığın devam etmesine izin vermemeliyiz. Filistin’in, Lübnan’ın ve Suriye’nin iç barışının sağlanması için yeni dinamiklerin geliştirilmesine öncülük etmeliyiz. Bölge ülkelerinin birbirlerinin iç işlerine karışmadan kendi aralarında güçlü bir dayanışma içine girmesi şüphesiz büyük önem taşıyor. Bu çerçevede bölgemizde adil ve kalıcı bir barışın tesisi için D-8 ülkeleri olarak hep birlikte daha fazla çaba harcamalıyız. Toplantımızdan çıkacak sonuçların, Filistin, Lübnan ve Suriye halkına hayırlı olmasını diliyorum.”