Cumhurbaşkanı Erdoğan: Terörsüz Türkiye hedefimize ulaşmamıza az kaldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi için gittiği Brezilya dönüşü uçakta gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Zirvenin ikinci oturumunun konusunun “uluslararası kuruluşların reformu” olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünya beşten büyüktür” yaklaşımlarının günden güne daha fazla makes bulduğunu gördüklerini söyledi.
Güce ve güçlüye hizmet eden mevcut sistemin, kendinden bekleneni artık veremediğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için daha demokratik, daha geniş temsile dayanan, şeffaf ve hesap verebilir bir yapıya ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak her platformda bunun önemini ifade ettiklerini belirterek, şunları kaydetti:
“IMF ve Dünya Bankası dahil olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin uluslararası finansal kuruluşlarda daha güçlü bir temsile ihtiyacı olduğunu vurguladık. G20 platformu, küresel ekonomik krizden bugüne kadar pek çok meselede etkinliğini kanıtladı. Küresel ölçekte yaşadığımız sorunların üstesinden de yine G20’nin kararlı, etkili ve çözüm odaklı anlayışıyla geleceğimiz inancındayım. Toplantılarımızın ve görüşmelerimizin hayırlara vesile olmasını diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terörsüz Türkiye hedefi koydunuz, bununla ilgili yol haritası nedir? Terörsüz Türkiye ile ilgili öncelikle atılacak adımlar nelerdir?” sorusunu ise şöyle cevapladı:
“Ülkemizdeki terör sorununu sonlandırmak için bugüne kadar attığımız adımlar ortadadır. Bu adımların nihai hedefi terörsüz Türkiye’dir. Bunu gerçekleştirirken kimsenin terörle mücadeleyi bırakmayı düşünebileceğimiz aklından dahi geçmemelidir. Bizim muhatabımız milletimizdir ve terör örgütlerinin istismar ettiği tüm zeminleri ortadan kaldırmak temel amacımızdır. Bunu milletimizle yapacak ve iç cephemizi sapasağlam hale getireceğiz.
Son zamanlardaki tartışmalar bile terör örgütünün Kürt vatandaşlarımızı nasıl istismar ettiğini, yıllarca onlara anlattıkları hikâyelerin nasıl boşa düştüğünü göstermiştir. Terör örgütünün efendilerine sadakatle hizmet dışında ideolojisi de davası da yoktur. Onlar sadece emir alır ve onları yerine getirmeye çalışırlar. Bölgemizdeki gelişmelere göre terörle mücadele stratejimizi yeniliyoruz. Terör örgütünün istismar zeminini ortadan kaldırmaya yönelik sosyal ve ekonomik politikalar geliştirdik ve özellikle dezavantajlı bölgelerde yaşayan insanlarımızın mağduriyetlerini gidermek için tarihi nitelikle adımlar attık. Eğitim, iş imkanları ve sosyal hizmetlerin güçlendirilmesini bu bağlamda özellikle ele aldık. ‘Terörsüz Türkiye’ hedefimize ulaşmamıza az kaldı, soruna tüm yönleriyle odaklandık ve çözmeye azmettik. Bunun yanında muhalefetin diline doladığı bir konuya da açıklık getirmek isterim. Biz savunma sanayii ile ilgili halktan para toplama gayretinde olan bir iktidar değiliz. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. Muhalefet, bizim iktidarımızın ‘halktan para toplamak suretiyle sıkıntıları gidermenin gayreti içinde olduğumuzu’ söyleyecek kadar sefil durumda. Bizim böyle bir derdimiz yok. Hamdolsun bizim mali imkanlarımız şu anda savunma sanayiimizi ayakta tutacak güç ve kabiliyete sahiptir.”
“Kimse bizim ittifakımızı, kendi naylon ittifaklarıyla karıştırmasın”
Bir basın mensubunun, “Hem siz hem MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli aslında her fırsatta Cumhur İttifakı’ndaki uyuma ve birlikteliğe dikkati çekiyor, vurgu yapıyor. Geçen hafta da Sayın Bahçeli ile bir görüşmeniz oldu. Bu görüşme diğerlerinden biraz daha önemliydi. Çünkü bu Sayın Bahçeli’nin terörist başı çıkışının ardından yaptığınız ilk görüşme oldu. Öncelikle bu konuyu nasıl ele aldınız ve bununla birlikte umut hakkıyla ilgili bir değerlendirme yaptınız mı?” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Devlet Bey ile bizim yaptığımız görüşme, özellikle Cumhur İttifakı’nın uyumu, insicamı, birlikteliği ile Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi ve sosyal konjonktürde kritik önemdedir. Bizim aramızda bir anlaşmazlık, bir uyuşmazlık, bir fikir ayrılığı asla yoktur ama birileri ‘Cumhur İttifakı bölündü, çatladı’ gibi iddiaları ileri sürüyor. Ana muhalefet, eski-yeni yönetim ile belediye başkanları arasındaki kavgayı perdelemek için bu tür söylemlerden medet umuyor. Kimse bizim ittifakımızı kendi naylon ittifaklarıyla, ‘al gülüm, ver gülüm’ düzenine dayalı çıkar ilişkileriyle karıştırmasın. Böyle bir şey söz konusu değil.
Bizim ittifakımız karanlık koridorlarda, kirli masalarda kurulmadı, bizimki sağlam. Gönül birlikteliğiyle inşa edilmiş bir ittifakımız var. Bu ittifakın hamuru aziz şehitlerimizin kanlarıyla yoğruldu. Sayın Devlet Bahçeli ile yaptığımız her görüşme, Cumhur İttifakı’ndaki mefkure birlikteliğinin pekiştirilmesi açısından bir fırsattır. Özellikle ülkemizin 40 yıllık terör kamburundan kurtarma konusundaki hassasiyetlerimiz aynı. Şunun bilinmesini isterim, Sayın Bahçeli ile görüşmemizde siyasetin ve ülkenin gündemindeki tüm konuları detaylıca ele aldık. ‘Terörsüz Türkiye’ hedefimize giden yolda atılabilecek ilave adımları aramızda değerlendirdik. Çünkü bugüne kadar teröre karşı verdiğimiz mücadelenin bir anlamı var. Eğer Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Bestler Deresi’nde biz terörle bir mücadele verdiysek bunun bir anlamı var. Şu anda oralarda görüyorsunuz artık terörün bir esamesi okunmuyor. Bizim şu anda derdimiz, Suriye içerisinde 30 kilometrelik o derinliği hiçbir zaman boşa geçmeyeceğiz ve orada da bu mücadelemizi kahraman Mehmetçiklerimizle beraber sürdürüyoruz, sürdüreceğiz.”