Bahçeli: Sınır ötesi operasyonun arkasındayız

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Filistin-İsrail çatışmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, "1967 sınırları dahilinde başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devleti ertelenemez zorunluluktur. Hak yerini bulmadan, ikazla belirtiliyorum ki sıkılı yumruklar açılmayacaktır." dedi. Tezkere oylamasında MHP olarak 'evet' diyeceklerini belirten Bahçeli, "Irak ve Suriye tezkeresine de sonuna kadar destek olup evet oyu kullanacağız. Sınır ötesi operasyonun arkasındayız." ifadelerini kullandı.

bahceli habermeydan

MHP lideri Bahçeli, “Sınır ötesi operasyonun arkasındayız.” dedi.

Devlet Bahçeli’nin konuşmasından satır başları şu şekilde:

Hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Toplantımızı takip edenlere selamlarımı iletiyorum. Bir zamanlar hakimiyetimiz altındaki coğrafyalar bugün zulmün tutsaklığındadır. Bunu en ağır ödeyenler hiçbir suçu olmayan sivillerdir. Gülüp eğlenecek çocuklar vahşi saldırılara maruz kalmakta. Bu kadarı da olmaz dediğimiz ne tür trajedi varsa oluşmuştur. Mazisi on yıllara dayanan nerede haksızlık varsa oralarda şiddet vardır, çatışma vardır. Kaos sahası olan bölgeler istikrarsızlığın kaynağıdır. Kerkük’ten Kırım’a, Karabağ’dan Kıbrıs’a katılaşan ihtiraslar, ölüm ve tehlike saçmakta. Medeniyetler beşiği Orta Doğu’da Filistin bir asırdır felaketlerin pençesindedir. Osmanlı’nın zayıflaması ile alevlenen İsrail Filistin cepheleşmesi en karmaşık sorunlardan biridir.

Ne zaman ecdadımız Filistin’den çekilmiş o zaman kriz dalga dalga büyüyerek bugünlere gelmiştir. Filistin sorunu içinden çıkılması zor girdaba sürüklenmiştir. İki devletli çözüm gerçekleşmeden kanın durması neredeyse tam bir hayaldir. Çatışmaların sebeplerini konuşmak yerine sonuçlar etrafında polemik üretmek faydasızdır. Cumartesi günü Hamas’ın İsrail’e sızması ile başlayan operasyon ve İsrail’in karşı operasyonu ile kanlı hesaplaşma savaşa dönüştü. Ortam kaygı vericidir. Üzüntümüz yüzlerce masum insanın ölmesi ve binlerce insanın yaralanmasıdır. Savunmasız insanların hedef alınması felakettir. Barış çabalarına prangadır, çözüm arayışını dinamitlemektedir. Sivil ölümlerinin hiçbir bahanesi olamaz.

İsrail Filistin arasındaki krize sağ duyu ile yaklaşmak, bir an evvel ara bulucuları devreye sokmak uluslararası toplumun acil gündemi olmalıdır. Hamas’ın saldırı hazırlığından İsrail’in niçin haber alamadığını, siyasi kurgunun bulunup bulunmadığını, Netanyahu’nun oyunu olup olmadığını tartışan işin özünde Filistin davasını anlamayan zihniyetlerdir.

Geçmişte İsrail saldırılarına ses çıkarmayanların bugün İsrail’in holiganı kesilmeleri müzminleşmiş akıl dağılması ve utanç duvarını aşmış bir aymazlıktır. İnsanlık dışı manzaralardan rahatsızız. İsrail yıllarca Filistinli kardeşlerimize zulmetti. Vicdansızca saldırmıştır. Dünyanın gözü önünde tarifi olmayan insanlık suçları işlendi. Uluslararası hukuk çiğnenmiştir. BM’nin 67 tarihli kararı İsrail’in 1967 Haziran ayında işgal ettiği topraklardan çekilmesini öngörmüştür ancak İsrail buna yanaşmamıştır.

Bizim bu sorunlara, 7 Ekim’li tarihli ortama bakışımız nettir. İlk olarak ateşkes ortamı oluşmalı. Hükümetin dengeli duruşu takdire şayandır. Sayın cumhurbaşkanımızın atacağı adımlar desteklenmelidir. BM acilen devreye girmeli. Daha fazla can kaybı yaşanmaması için uluslararası toplum devreye girmeli. Çatışmaların bölgesel nitelik kazanmadan taraflar arasında barış görüşmeleri inşa edilmeli. ABD’nin AB’nin ve bazı bölge ülkeleri gibi yangına körükle gitmek yerine şiddeti yatıştıran, barışa davet eden girişim başlatılmalıdır. Beyaz Saray’ın tahriklerine kapılarak barış ve çözüm çabalarının sabote edilmesi kimseye yararı dokunmayacaktır. 67 sınırları dahilinde başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devleti ertelenemez zorunluluktur. Hak yerini bulmadan, ikazla belirtiliyorum ki sıkılı yumruklar açılmayacaktır. Mescidi Aksa ilk kıblemizdir, Müslümanların şerefidir. Tarihi ve manevi statüsü her türlü tartışmaya kapalıdır. İnanç ve insan hakları teyit edilmelidir. Biz huzur bir insan onuru olarak telakki ediyoruz. Yeni dünya savaşı ihtimali artıyor. Barış görüşmelerinin ortamı süratle inşa edilmeli.

İnsanlık mirasını kirleten siyasi temelli cepheleşmelerin sonu uçuruma gitmektedir. Daha yaşanabilir, daha hakkaniyetli, daha özgür, hak ve sorumlulukla bir dünya mimarisi için kenetlenmenin fırsat olduğu kanaatindeyiz. Bunalımlı bu dönemde huzur ikliminin tecellisi için önerilerimiz vardır.

Bir bir yanda kendi kültürümüzün diğer yanda kadim kültürlerin değerlerini hatırlayıp idrak etmeli. Ahlaki tutarlılıktan, sorumluluk kültüründen milli ve manevi müktesebatımızdan sapma göstermemeli huzuru önce kendi iç medeniyetimizde aramalıyız. Ahlaklı anlamlı hayat seferinde insani yol kazalarını sabır, şükür, iman ve muhabbet gücü ile kaldırmalıyız. Yılmadan ilerleyiş halinde olmalıyız. Her milletin kendine özgü var oluş serüveni vardır. Ciddiyet ile bakarsak herkesin ayrı hikayesi olduğuna şahit oluruz. Kendimizle yakın, uzak çevremizle uzlaşmalı, Böyle bir huzur bilinciyle kendimizle, yakın muhitimizle, uzak çevremizle uzlaşmalı, bu süreci takviye ve tahkim etmek için insanlık haysiyetine, insanlık değerlerine sahip çıkan, bunun gereğini yapan kim varsa beraberce barış, kucaklaşma ve kardeşlik kuşağının sınır hatlarını çizmeliyiz. Allah’ın adı ile bütün varlığı sevgi ile bilmeliyiz. Hırsların getireceği sadece huzursuzluk, karanlık projelerdir. Birlik ve beraberlik, dayanışma değerlerini en yükseğe taşıyarak vicdani sorumluluk olarak hayatımıza aktarma becerisini göstermeliyiz. İnsan insana yar olmalıdır.

Yaratılanı yaratandan dolayı sevmedikçe, her bir gönül bahçesini güllerle donatmadıkça kardeşlik tezahür etmeyecektir. Adam gibi adam olmadıkça içi ve dışı bir Müslüman olarak yaşamadıkça huzur bize hep Kaf dağının arkasından seslenecektir.

Yüzüncü yıl dönümüne yaklaştığımız cumhuriyetimiz kimsesizlerin kimsesidir. Kurtuluşun beşeri kaynağı Türk milletidir. Millet tektir, adı da Türk milletidir. Devlet tektir, ebedi ünvanı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes bizim öz kardeşimizdir. Türkiye Cumhuriyeti toplum huzuru içinde insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Türkiye devleti ülkesi ve milleti ile bir bütündür. Bölücü faaliyetler devlete, vatana, şerefli tarihimize ihanettir. Terör örgütleri arasında taraf tutmak, teröristleri silahlandırıp sahaya sürmek bir terör yöntemidir. İnsanlığa kastetmektedir. İnsanlığa doğrultuş kalleş bir silahtır.

İnsansız hava aracımızın düşürülmesini kınıyorum. SİHA’mız iddialarına göre meşru müdafaa için düşürülmüştür deniyor. ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde ne işi vardır. ABD’ninki meşru müdafaadır da Türkiye’nin yaptığı nedir. Ayak oyunlarına lüzum yoktur. ABD, insansız hava aracımıza resmen ateş açmıştır. ABD’nin aynısını 2 Ekim 92’de Ege’de de yapmış, muhrip gemimize yapıp 5 vatan evladımızın şehadetine neden olmuştur. Çuval hadisesini de asla unutmuş değiliz. İnsansız hava aracımıza saldıran ABD’nin terörle mücadelede yanımızda olduğunu söylemeleri kurnazca bir taktiktir. Sosyal medyadan Türkiye’nin Suriye’deki operasyonuna karşıyız açıklaması ve sonra silinmesi örtülü bir tehdit olarak görülmelidir. Haklı mücadelemizden dönmeyeceğiz. Teröristlerle tüfek çatanları tarih bir gün yargılayacaktır.

Hem dost ve müttefiklik taslayıp hem de terör örgütlerini Türkiye’ye karşı provoke eden ülkeler tarihi bir çelişkiden ziyade potansiyel bir husumetin içindedir. Menfur niyet sahiplerinin eşkâlini biliyoruz. Oynanan bayağı oyunların farkındayız. Fakat teslim olmayacağız, taviz vermeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz.

Bölücü terör örgütü PKK’nın 1 Ekim Ankara saldırısından sonra sınır ötesine düzenlenen operasyonların da arkasındayız. Irak ve Suriye tezkeresine de sonuna kadar destek olup evet oyu kullanacağız. CHP tarihi bir imtihan ile karşı karşıyadır. Kılıçdaroğlu terörden rahatsız ise çıkıp nerede durduklarını açıklasınlar. Kılıçdaroğlu’nun hayır demesi halinde vekil arkadaşları ile bayrağa ve şehitlere ihanet edeceklerini akıllarından çıkarmamalarını tavsiyemdir. Bizim yerimiz milletimizin tertemiz vicdanıdır. Yerimiz Türkiye Yüzyılı’dır.

Silahlı kuvvetlerimiz gidebildikleri yere kadar gidip mıntıka temizliği ile terörden arındırmalıdır. Duamız güvenlik güçlerimiz ile beraberdir. Cumhuriyetin yüzüncü yılında terör urunu söküp atacağız. Devletimiz başarılı olacaktır.

CHP genel başkanının milli damarı çatlayıp kurumuştur. TBMM’nin karalaması gayri milliliktir. Meclis’i gazi Meclis’i olarak görmüyorum, demiştir. Ne tuhaf akıl tutulmasıdır. İzana davet etmek isterim bu zatı. Kılıçdaroğlu’nun parti içi değişmeler ve parti içi tartışmalarla iyice şuur kaybına uğradığı anlaşılmaktadır. TBMM Gazi bir meclistir. Ne söylesek duymuyorsun. Gaziliği idrak edecek vatanseverlik yoktur sende. Gazi Meclis senin gibilere rağmen kurulmuştur. Gazi Meclis ya istiklal ya ölüm parolası ile kurulmuş ve düşmana dünyayı dar etmiştir. Kılıçdaroğlu’nun Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gaziliğini de tartışmaya açması yakındır. Kimliği çalınmış, mankurt bir zihniyeti tanımlamak buradan bakınca pek mümkün değildir. Kılıçdaroğlu’nun kim olduğunu millet söyleyecektir.

Yeniden AK Parti Genel Başkanlığı’na seçilen sayın cumhurbaşkanımızı yürekten kutluyorum.

Exit mobile version