MÜSİAD, “Her zaman çözüm odaklı bir yaklaşımı benimsemekteyiz” açıklamasında bulundu.
TÜSİAD Olağan Genel Kurulu’nda, geçtiğimiz günlerde Ümit Özdağ’ın tutuklanması, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik soruşturma, tekelleşme iddiaları, Ayşe Barım ve TSK’dan bazı teğmenlerin ihracı gibi konular gündeme gelmişti. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, “Eleştirel ifadelere ve habercilik faaliyetlerine açılan soruşturma haberleri çok sıklaştı. 10 yıl önceki olaylara yeni soruşturmalar açılıyor. Tutuklu milletvekillerine ve siyasi parti liderlerine yenileri ekleniyor. Disiplinsizlik suçuyla bazı teğmenler hakkında ihraç kararı alınıyor” demişti. TÜSİAD’ın bu açıklamalarına iş dünyasından tepki gelmeye devam ediyor.
MÜSİAD’ın bu meselelere bakış açısının paylaşıldığı açıklamada, “Tüm bu çabaların yanında biz de iş dünyası olarak meselelere, yalnızca mevcut sıkıntılar üzerinden karamsar bir bakış açısı ile değil, çözüm yolları geliştirme ve uzun vadeli stratejiler oluşturma adına sorumluluk penceresinden baktık, bakmaya da devam ediyoruz. Bu nedenle, Türkiye’nin içinden geçtiği bu kritik süreçte tüm paydaşlarımızla ortak bir akıl çerçevesinde meseleleri ele almanın ve yapıcı öneriler geliştirebilmenin önemine inanıyoruz. İş dünyası olarak hepimiz, ülkemizin ekonomik büyümesini, istihdamını ve toplumsal huzurunu önceleyen bir perspektifle hareket etmek zorundayız.” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, bu dönemde ekonomi yönetiminin, iş dünyası temsilcileri ile bir araya geldiği toplantılarda, “yatırım ortamının iyileştirilmesi ve güncel ekonomik konularda” hiç olmadığı kadar istişareye ve eleştiriye açık zeminler oluşturduğu vurgulandı.
MÜSİAD’ın, bu toplantılarda sıkı para politikasının enflasyonla mücadele için gerekli bir koşul olduğunu fakat tek başına yeterli olmadığını belirttiği hatırlatılan açıklamada, MÜSİAD’ın yapısal reformların Türkiye ekonomisinin kronik sorunlarının çözümü için de çok önemli olduğunun altını çizdiği ve somut önerilerini ilettiği bildirildi.
Açıklamada, son dönemde bu konuda yapılan eleştirilere işaret edilerek, şu değerlendirmelerde bulunuldu: “Geçtiğimiz günlerde kamuoyuna yansıyan ve Türk iş dünyasının genelini temsil ettiği iddiasıyla yapılan açıklamalar, ne yazık ki ekonomik kalkınma ve iş dünyası odağından uzak, toplumsal huzuru zedeleyici bir içeriktedir. Bulunduğumuz dönemde, iş dünyasını temsil eden sivil toplum kuruluşlarının siyasi bildiri diliyle hareket etmesi yerine, yapıcı eleştiriler geliştirerek, ülkenin kalkınma yolculuğuna somut katkı sunması beklenmektedir. Türk iş dünyasının sorumluluğu çözüm odaklı yaklaşım ve ekonomik kalkınma olmalıdır. MÜSİAD olarak, bizler her zaman çözüm odaklı bir yaklaşımı benimsemekteyiz. Türkiye’nin ekonomik geleceği için reformların hayata geçirilmesini destekliyor, iş yapma ortamının iyileştirilmesi için çalışmalarımıza var gücümüzle katkı sunmaya devam ediyoruz.”
Açıklamada, Suriye’de barışın geldiği, Rusya-Ukrayna savaşının sonuna yaklaşıldığı, Türkiye’de dezenflasyon dönemine girildiği, ekonomide en zorlu süreçlerin geride kaldığı ve ciddi yatırımların açıklanacağı böyle bir dönemde, karamsarlık yaymanın, ülke insanının moral ve motivasyonunu aşağı çekecek söylemlerde bulunmanın kimseye fayda sağlamayacağı belirtildi.
Türkiye’nin, sadece kendi ekonomik istikrarını değil, bölgesindeki ekonomik liderliğini de güçlendirdiği vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
“İş dünyası olarak, bölgesel ve küresel rekabet gücümüzü artırmak için yatırımlarımıza ve iş birliklerimize hız kesmeden devam edeceğiz. MÜSİAD çatısı altında sorumluluğumuza odaklanarak, içi boş tartışmaların bize hiçbir fayda sağlamayacağını biliyor ve süreklilik arz eden yatırım, üretim, istihdam politikalarına odaklanıyoruz. Reform sürecine katkı sunmaya, üretim ve teknoloji alanlarında ülkemizi daha ileriye taşımaya devam edeceğiz. Türkiye, en zor ve karamsar günlerde dahi jeopolitik ve ekonomik dönüşüm sürecini başarıyla yönetmektedir. Böyle bir dönemde, ülkemizin geleceğine dair olumlu ve yapıcı katkılar sunmaya devam edeceğiz. Ekonomik istikrarın korunması ve yatırım ortamının daha da güçlendirilmesi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”
Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, “TÜSİAD Genel Kurulunda muhalefet partisi diliyle konuşmalar yapmak, siyasilerden rol çalmaktır.” ifadesini kullandı.
ASKON’dan yapılan açıklamaya göre, Derneğin 13. Dönem Yönetim Kurulu Çalıştayı’nda gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Aydın, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Olağan Genel Kurulundaki açıklamaları değerlendirdi.
Daha önce darbecilerle yol yürümenin ve ülke yönetimini dizayn etmeye çalışmanın faturasının çok ağır ödendiğini belirten Aydın, bu dönemlerde sermayeye renk biçildiğini ve “yeşil sermaye” tanımlarının yapıldığını, vatandaşların “kamusal alan” dayatmalarıyla belirli bir zihne ve şekle sokulmaya çalışıldığını ifade etti.
Bu dönemlerde Türkiye’nin ağır travmalar yaşadığını ve ekonominin milyarlarca dolar kayba uğradığını kaydeden Aydın, ülkenin her defasında en az 10 yıl geriye götürüldüğünü belirtti.
Aydın, bugün gelinen noktada, ülkenin kalkınması için katma değeri yüksek teknolojilere ve sürdürülebilir üretime odaklanılması ve iş insanlarının bu yönde kapasitesini geliştirmesi gerektiağini vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu yönde öz eleştirilerimizi yapmamız gerekirken, yayımladıkları kitapta ekonomideki toparlanma ve güzel gidişattan bahsederken, TÜSİAD Genel Kurulunda muhalefet partisi diliyle konuşmalar yapmak, siyasilerden rol çalmaktır. Günümüz Türkiye’si bunu kabul etmiyor. İçinden geçtiğimiz süreçte, bu ifadelerin nereye, nerelere mesaj verdiği de ortaya çıkıyor. Bu nedenle iş dünyasının bir temsilcisi olarak, bu açıklamaları kamuoyu nezdinde bir çuvala koyarak seslendirmenin iyi niyet taşımadığı kanaatindeyiz. Siyasetin, siyasilere bırakılması gerekiyor.”