Mülk sahipleri fiyatları düşürdü.
Konut sektöründe dolar bazlı bir düşüşün başladığı konuşuluyor. Piyasa artık alıcıların lehine dönmüş durumda. Satılık konut ilanlarının sayısı arttı ve bu ilanlarda beklemeler de uzadı. Peki, bu durumda ev fiyatları ne yönde değişti? İstanbul Ticaret Odası Gayrimenkul Hizmetleri Meslek Komite Başkanı Hakan Akdoğan, merak edilen soruları yanıtladı.
Akdoğan yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Dolar kuru seçim sürecinden önce 20 TL bandında gezerken bugün yüzde 20-30 seviyesinde artış gösterdi. Örnek vermek gerekirse 3 milyon TL’lik gayrimenkulü sattığınızda 100 bin dolar ediyorken, şu anda 100 bin dolara daha büyük bir daire alabiliyorsunuz. Gayrimenkulün artış hızı yavaşladı. Pazarda kalma süreleri de uzadı. Bu fiyatların TL bazı geri gelmesinden değil, doların performansı karşısında bir gerilemedir.
Şu anda konutlarda düşüşler yüzde 5 ile yüzde 15 bandında değişebiliyor. Yükselen konut fiyatları var ancak bunlar köpük bazlı, doğru fiyat tespiti yapılmamış yüksek fiyattan pazara girmiş gayrimenkullerde gerileme var.
Son 2 yıl içerisinde gayrimenkul belki de 10 kat arttı. Ancak son 2 yıl içerisinde döviz kurunun artış hızına baktığınızda bunun çok gerisinde. Dövizde 10 katlık bir artış söz konusu değil. Dolar baz alındığında emlak ciddi bir getiri getiriyordu.
Gayrimenkul belli bir doygunluğa oluştuktan sonra yatırımcı ilgisi döviz ve altına kaydı. O yüzden insanlar bu tür yatırım araçlarına yöneldiler. Döviz kurları da olması gereken seviyeye ulaşınca 7-8 ay içerisinde dövizin gayrimenkulden daha yüksek artış kaydetmesiyle gayrimenkulde dolar bazlı gerileme oldu.
TL bazlı bakıldığında geri çekilme yok. Ancak yüksek fiyattan pazara girmiş olanlar, ‘yüksek fiyattan bir şansımı deneyim’ diyen mülk sahipleri fiyatlarını piyasa koşullarına uygun bir şekilde geri çekti. Düşüş aslında şişen fiyatların geri çekilmesi şeklinde gerçekleşti.
İpotekli satışlar son zamanda düşük seyirde ilerliyor. Yüzde 12-13 seviyelerine kadar geriledi. Burada finansman desteklerinin kısılması, sıkılaştırılmış para politikalarının sonucu ile faiz oranları yükseldi. Kredi verilse bile bu tutar çok az veya yüksek faiz oranından veriliyor. Şu anda piyasada yüzde 2-3’ler konuşuluyor.
Bunlar tüketiciler için yüksektir. Geri ödeme sonucundaki toplam tutar artıyor. Bu da tüketicinin krediye ulaşamaması, ulaşsa bile oranın yüksek olmasıyla ipotekli satışları düşürdü.
Yakın zamanda kredi faizleri gerilemeyecek. Ancak kamu bankaları aracılığı ile konutu olmayan vatandaşlara pozitif ayrımcılık yapılarak uygun oranla kredi verileceği konuşuluyor. Buna ihtiyaç var. Özellikle yeni konut alacak vatandaşların barınma ihtiyaçlarını gidermek için bir desteğe ihtiyaç var.
Türkiye’de konut sahipliği yüzde 56 oranına kadar geriledi. Bu bize kiracıların sayısının arttığını gösteren bir veridir. Aslında satış rekorları kırıyoruz ancak bunun konut sahipliği oranına katkısının olmadığını görüyoruz. Satışların birden fazla konutu olanların yaptığını görüyoruz. İlk kez konut alacakların desteğe ihtiyacı var.”