İngiltere’de enflasyonun yüzde 11’in üzerine çıkması sebebiyle son aylarda sağlık ve ulaşım çalışanları da dahil olmak üzere kamu ve özel sektörde grev dalgası başlamıştı.
Öğretmenler, doktorlar, öğretim görevlileri, devlet memurları ve demir yolu işçileri başta olmak üzere yüz binlerce çalışan, çalışma koşullarının ve maaşlarının iyileştirilmesi talebiyle toplu iş bıraktı. 400 binden fazla çalışan, hükümetin “Bahar Dönemi” bütçesini açıkladığı gün toplu greve gitti ve yürüyüş düzenledi.
Raylı ulaşım sendikalarından biri olan Aslef çalışanları da, 2 gün iş bırakma kararı aldı. Demir yolu çalışanlarının iş başı yapmadığı başkent Londra’da hayat durma noktasına geldi. Turistlerin sıkça kullandığı, Londra’nın en yoğun tren istasyonlarından biri olan Westminster kullanıma tamamen kapatılırken, başkent genelindeki birçok istasyonunda ise sınırlı sayıda sefer gerçekleşti.
İngiltere’de on binlerce pratisyen hekimin, maaş artışı ve çalışma koşullarında yaşanan anlaşmazlık nedeniyle 13 Mart’ta başlattığı 3 günlük grev sürüyor. Ancak, İngiltere Sağlık Bakanı Steve Barclay ile İngiliz Tabipler Birliği (BMA) arasında süregelen maaş artışı görüşmelerinde henüz uzlaşı sağlanamadı.
Ülkede UCU sendikasına bağlı 150 üniversitedeki 70 bin çalışan da maaş artışı anlaşmazlığı nedeniyle 2 günlük grev başlattı.
BBC çalışanları da grevde
İngiltere’de bin BBC yerel radyo çalışanı, program kesintileri sebebiyle 24 saatlik greve gitti. BBC, grev nedeniyle BBC One kanalındaki yerel haber yayınlarını iptal etmek zorunda kaldı.
Ülke çapında yüz binlerce çalışanın katıldığı iş bırakma eylemi, grev dalgasının başladığı geçen yıldan bu yana düzenlenen en büyük endüstriyel eylemlerden biri olarak kayıtlara geçti.
Ekonomi ve İş Araştırmaları Merkezi, Ocak ayına kadar olan 8 ayda düzenlenen grevlerin ülke ekonomisine maliyetinin yaklaşık 1,7 milyar pound (2,09 milyar dolar) olduğunu açıkladı.