Ay sanılandan 40 milyon yıl daha yaşlı!
Gökyüzünde parlayan Ay, bulutsuz bir gecede uzun yıllardır bize eşlik eden bir güzelliktir. Ancak bu etkileyici gök cismi, Dünya‘daki yaşam üzerinde büyük etkilere sahip olan bir geçmişe sahiptir. Peki, Ay gerçekten kaç yaşındadır? Ya da eğer Ay olmasaydı, Dünya’daki yaşam nasıl farklı bir evrende evrilecekti? Son zamanlarda, uzun süredir devam eden bir sırrı çözmek için önemli bir adım atan bir grup araştırmacı vardır.
Güneş sistemi oluştuğunda, yaklaşık 4 milyar yıl öncesine dayanan ilk günlerde, Dünya’ya büyüklük olarak Mars’a benzeyen bir cisim çarpmıştır. Bu olay, Ay’ın kökenine işaret eder. Ancak bu olayın tam olarak ne zaman gerçekleştiği hala bir gizemdi. Yeni bir çalışma, Apollo astronotları tarafından Ay’dan getirilen kristalleri inceleyerek Ay’ın doğuşunu daha kesin bir şekilde belirlemeye yardımcı oldu. Araştırmacılar, Ay’ın oluşumunun genel kabul gören tahminlerden 40 milyon yıl daha eski olduğunu ve yaklaşık 4.46 milyar yıl önce gerçekleştiğini saptadılar.
Bu çalışmanın kıdemli yazarı Philipp Heck, bu kristallerin Ay’ın doğuşunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olduğunu belirterek, “Bu kristaller, dev çarpışmanın ardından oluşan en eski katı maddelerdir ve Ay’ın tarihini belirlememize büyük katkı sağlıyorlar” dedi. 1972’de Apollo 17 astronotları tarafından Ay’dan getirilen örnekleme, milyarlarca yıl önce oluşmuş küçük kristalleri içeriyor. Bu kristaller, Ay’ın oluşumunu aydınlatmamıza yardımcı olan önemli kanıtlar sunuyor.
Ay’ın oluşumunu anlamak, Dünya üzerindeki yaşamı ve gezegenin tarihini daha iyi anlamamıza yardımcı olur. Ay, Dünya’nın dönüş eksenini dengeler, gelgitleri etkiler ve gece ve gündüz döngülerini yönlendirir. Ay’ın varlığı, Dünya’daki yaşamın evrimini büyük ölçüde etkiler.