AB, İsrail ile diyaloğun askıya alınmasını görüşüyor.
Avrupa Birliği (AB), bugün Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in İsrail ile siyasi diyaloğun kesilmesine yönelik teklifini ele alacak. Haziran ayında yapılan seçimlerin ardından görevini eski Estonya Başbakanı Kaja Kallas’a devretmeye hazırlanan Borrell, son kez katıldığı Dışişleri Bakanları Toplantısı öncesinde basına açıklamalarda bulundu.
Toplantının ana gündem maddelerini Ukrayna, Orta Doğu’daki gelişmeler ve ABD’deki seçim sonuçları olarak sıralayan Borrell, Orta Doğu’daki durum hakkında şunları söyledi:
“Orta Doğu’da yaşananları açıklamak için kelimeler tükendi. Yaklaşık 44 bin kişi hayatını kaybetti, Gazze tamamen yıkıldı. Hayatını kaybedenlerin yüzde 70’i kadın veya çocuk. En büyük kaybı 9 yaşın altındaki çocuklar veriyor.”
AB Yüksek Temsilcisi Borrell, “Meslektaşlarıma, (AB-İsrail) Ortaklık Konseyi’ne insan hakları açısından uyum için hangi kararların alınabileceğinin, ayrıca Uluslararası Adalet Divanı kurallarına göre işgal altındaki topraklarda üretilen ürünlerle ticaret yapmamak için taahhütlerimizi yerine getirdiğimizden emin olma amacıyla hangi önlemlerin alınabileceğinin incelenmesi için bir teklif sunacağım.” diye konuştu.
Yüksek Temsilci, “Görevdeki son günüme kadar AB üyesi ülkelerin Filistin devletini sadece sözde değil, somut olarak da desteklemek ve kurulmasını mümkün kılmak için çaba göstermesi için baskı yapmaya devam edeceğim.” ifadesini kullandı.
Borrell, Ukrayna ile ilgili, Rusya’nın elektrik altyapısı başta olmak üzere sivil altyapıya yönelik en ağır saldırıları düzenlediğini, Ukrayna’nın desteklenmeye devam edilmesi gerektiğini anlattı.
AB Yüksek Temsilcisi, “Anlaşmalara varmak ve harekete geçmek için günler, haftalar ve aylar harcıyorsanız jeopolitik bir güç olduğunuzu iddia edemezsiniz. Bu yüzden meslektaşlarıma son çağrım, daha fazla birliktelik ve kararları daha hızlı almak.” değerlendirmesinde bulundu.
Borrell, bakanların ayrıca ABD’nin 47. Başkanı olarak Donald Trump’ın seçilmesinin ardından “tamamen farklı bir siyasi manzarayla” karşı karşıya olduğunu belirterek, “Avrupalılar, ABD kararlarına tepki vermeyi beklemeden harekete geçmeye hazır olmalılar.” ifadelerini kullandı.